Ender Balcı

Bankaların JCR Raporu Zorbalığı!

yazar:

kategori: ,

Banka müşterisi için banka kredi çalışması yapıyor, bu aşamada bankacı JCR raporu olmadan kredi çalışamıyoruz diyor.

Cirosu belli rakamı geçen ve belli kriterlere göre özellikle büyük firmaların bağımsız denetim raporu düzenletmeleri gereğini biliyoruz. Yine büyük firmaların isimleri belli Dünya markası olmuş firmalara kendilerini denetlettirdikleri UFRS göre uygun bilançolarını çıkardıklarını da biliyoruz. Bu raporlarla gerek alacak sigorta şirketleri ve gerekse yurt dışı ihale, kredi, satın alma, ortaklık vs tüm işlemlerde bu raporların geçerliliği de ortada.

Bakalım JCR neymiş. JRC Eurasia Rating yani dereceleme kuruluşu.  JCR Avrasya Derecelendirme A.Ş. 2010 da başlayan çalışmalar 17.Ocak.2020 de şirketin kuruluşuyla resmiyet kazanmış, 2024’te de artık bankalar bu şirketin düzenleyeceği rating raporları olmadan kredi teklifi yapamayacaklar (Belli ciro ve kriter üstü olanlar)

17 Banka ve Borsa İstanbul-Japonya kredi değerlendirme kuruluşu – Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği – Türkiye Reasürans ve Sigorta Şirketleri Birliği – Finansal Kurumlar Birliği toplamda 22 ortağın 50 mio tl sermaye koyduğu bir yapı.

JCR ARC Awards ta 2023 Gold ödülü de hemen almış bile, bankaların her sene illaki ödül alma kervanına JCR de katılmış gözüküyor. Üstelik bankaların kredi tekliflerinde müşterilerden JCR raporsuz olmaz bakamayız söylemlerine 2024’te etkin olarak başladığı görülmesine rağmen ödülü 2023 te alması dikkat çekici.

Malum A.Ş demek kar yapması gerek demek, bu raporlar her sene çıkarılacak ve ücretlerde 300.000 – 1.000.000 tl arası.  Şirketin kar yapacağı kesin. İlginç bir başka konu ise başka şirketlerinde biz de bu derecelendirme işini yapmak istiyoruz başvuruları reddedilmiş ve bu iş sadece bu kuruluşa verilmiş. Sistemde zaten var olan büyük firmaların bağımsız denetleme raporu, uluslararası kuruluşların dünyada kabul edilen raporları varken illaki bu raporun bu kuruluştan olmasının şart koşulması rekabet hukuk açısından da ilginç bir durum.

Kaldı ki BDDK 03.01.2022 tarih ve E-42233676-010.03-37524 sayılı kararında, Derecelendirme notu alma zorunluluğu kapsamındaki şirketlerin, hangi tarihte bu kapsama girdiğine bakılmaksızın, kredi başvurularında kredi kullanım onayı için yetkili bir derecelendirme kuruluşundan alınmış geçerli bir derecelendirme notunun veya yetkili bir derecelendirme kuruluşundan derecelendirme sürecinin başlatıldığına dair tevsik edici bir belgenin kredi başvurusu yapılan bankaya ibraz edilmesi şartı getirilmesine denmekte ve sadece bir şirket adres edilmemektedir.

Bankalarda kredi teklifi sürecine de bakalım, önce portföy dosyayı hazırlar, şube müdürü dosyayı değerlendirir, bölge müdürü ve bölge krediler birimine gönderir, bölge müdürü uygunluğunu verir, krediler birimindeki mali analistler bilançoları inceler raporunu yazar, teklif limitine göre genel müdürlüğe gider, krediler dosyayı tekrar inceler ve yönetim kurulu imzasına çıkarır. Bu süreçte portföy+şube müdürü+bölge müdürü+ bölge krediler müdürü+mali analiz+genel müdürlük kredi ekipleri + scoring+kkb+Findeks+memzuç+ icra takip+risk izleme + bir dolu çalışan ve teknoloji birikimi zaten var.

Gerçi diyeceksiniz ki o zaman bu kadar kredi neden batıyor. Bu başka bir yazı konusu.

Sonuç itibarıyla artık her banka müşterisinin kredisinin akıbeti bu kurumun raporuna bağlı, yani raporun sonucu bu bankaların tamamı ile çalışan ve müşterilerinin kaderini belirleyecek.

Bu yapılanma ile ortaya çıkacak olası sonuçlara da bakalım;

  • Bankalarda mali analiz, risk takip, kredi değerlendirme çalışanlarının bir kısmı işsiz kalabilecek.
  • Firmaların mevcut kredi yıllık yenileme değerlendirmeleri sonucu limit=risk ya da geri çağırmalar söz konusu olabilecek, bu olasılıkta firmalarda ve ekonomi de sudden stop söz konusu olabilecek.
  • Firmalar bu çerçevede kendi bilançoları üzerinden yaptırdıkları ve kredi veren ve/veya kredibilite değerlendirmesi ile çalışan yurt içi yurt dışı firmalara yaptırdıkları bağımsız denetim ve derecelendirme çalışmaları ile Avrasya derecelendirme rapor olası farklılıklar farklı kaotik sonuçlara neden olabilecek.
  • Bu rapor üzerinden değerlendirilecek krediler yine bu raporu düzenleyen ve ortakları aynı olan bankaların kendi kredi kararlarında aynı sonucu vermeyebileceğinden pari passu yönüyle de bankalar açısından yönetilmesi özellikle kredinin sorunlu duruma düşmesinde bankacı için sorunlu bir durum yaratmış olacak. Bankacı bu durumda alınabilecek-yönetilebilecek riskleri almayacak ve ekonomi bundan olumsuz etkilenebilecek. (Her ne kadar özellikle kamu bankalarında kredilerden dolayı zimmet maddesi kalkmış olsa da)
  • Rekabet hukuku açısından zorunluluk firmalar açısından maliyetlerde göz önüne alındığında haklı bir şikâyetin öznesi olacak. Düşünün ki yine bankaların ortak olduğu SPK onaylı tek bir gayrı menkul ekspertiz değerleme kuruluşu olsun veya yapı denetimlerinde her şehirde sadece lisanslı sadece tek bir firma zorunluluğu getirilsin.
  • Ayrıca conflict of interest evrensel prensibine göre hem ratingi yapan hem de krediyi veren kuruluşların ortak olması ne kadar doğru olur tartışılabilir bir konu olmaz mı?
  • Bir başka soru acaba önümüzdeki dönem sıkılaşma ekonomi politikaları için bu derecelendirme kriterleri bu politikaların bir aracı olarak kullanılabilir mi.
  • Banka özkaynak karlılıklarının son üç senedir enflasyonun altında kalması ve mevcut regülasyonlarla her gün birkaç yeni kararname ile ekonominin yönetilmeye çalışıldığı bir iklimde sanayici sürdürülebilirlik ve devamlılığı sağlayacak finansman devamlılığı istikrarını ülke bankaları ile sürdürebilme zorluğunu hissederse, şu sıra hızlandığı gibi şirketlerin üretim gücünün yurt dışına gitmesi, ülke ekonomisinin de küçülmesi gibi gelişmeler gündeme gelir mi.
  • Diğer taraftan bankacılıkta hatır kredisi tabir edilen yönetim kararı ile verilen krediler için bu raporlar objektif ve uluslararası normlara uygun olduğunda artık bu krediler verilemez hale gelecektir. Tabi bu ülkenin hukuk standartlarının evrensel hukuk seviyesinde olması ile de doğrudan bağlantılı olacaktır.

Sonuç itibarıyla cirosu > 500 mio tl ki bugünkü kurlarla artık küçük bir değer tüm sanayici,  ve Kobilerin zor bir senede zorlu yeni bir task ile karşı karşıya olduklarını söylemek mümkün.